Houston asıl sorun insanlıkta!

 
                     Yılın merakla beklenen bilimkurgularından Geliş, Üçüncü Türden Yaklaşımlar ve Mesaj gibi klasik filmlerin yolundan gidiyor. İstilacı uzaylı algısını ters yüz ederken insanlığın geleceği söz konusu olduğunda bile kendi içinde birleşemediğini gösteriyor.
GELİŞ /ARRIVAL

            Hollywood'un uzaylıları sürekli istilacı gibi göstermesinin bir Soğuk Savaş alışkanlığı olduğu bilinir. Ama Soğuk Savaş bittikten sonra bu alışkanlıktan vazgeçilememesi pek de anlaşılabilir bir şey değildir.

Gerçi E.T., Üçüncü Türden Yaklaşımlar, Mesaj, Dünyanın Durduğu Gün gibi filmlerle uzaylıların korkulur yaratıklar olmadıkları anlatılır ve onları istilacı olarak görenin aslında insanlık olduğu eleştirisi getirilir. Ama bunlar genel olarak uzaylı algısını tersine çevirmiş değil. 

                Kanadalı yönetmen Denis Villeneuve'ün Geliş/Arrival filmi tam da bu noktada sinemadaki uzaylı algımızı sorgulayan bir bilimkurgu. İçimdeki Düşman, Tutsak, Düşman, Sicario gibi filmleriyle tanınan yönetmen, Geliş'te dünyanın 12 farklı bölgesine gemileriyle gelen uzaylılara karşı insanlığın verdiği sınavı anlatıyor.

Gizemli uzaylılar gemilerinde öylece dururken insanlığın tek öğrenmek istediği niyetlerinin ne olduğu. Ki dünyayı istila etmeye geldiklerine inananlar da çoğunlukta. Bu yerleşik düşünce dünyanın pek çok yerinde insanların birbirine girmesine neden bile oluyor.

Çin, Rusya, ABD'de gibi büyük ülkeler uzaylılarla iletişime geçerek niyetlerini öğrenmeye çalışıyor. Tabii herkes elindeki bilgiyi birbiryelirye paylaşıyor. 

                ABD ekibi bu gizemli uzaylılarla iletişim kurması için dilbilimci Dr. Louise Banks (Amy Adams) ve bir fizikçi Ian Donnelly'den (Jeremy Renner) yardım istiyor. Ted Chiang'in Story of Your Life öyküsünden sinemaya uyarlanan filmde Villeneuve, hem görsel olarak hem de anlatı olarak istilacı uzaylı filmlerinin kodlarını kullanırken, serinkanlı bir biçimde insanın bilinmeyene karşı oluşan kaygısını ve onu hemen düşman ilan etme güdüsünü sorguluyor.

Dr. Louise Banks'in rolü tam da burada devreye giriyor. O, doğru bir biçimde iletişime geçmeden uzaylıların niyetlerini anlamanın mümkün olmadığını, niyetleri konusunda emin olmadan da harekete geçmenin riskli olduğunu düşünüyor. Fakat herkes onun gibi iyi niyetli değil ve iletişimin gücüne de onun kadar inanmıyor. 

                 Mesela Çin bir noktadan sonra uzaylıları düşman ilan ediyor. Rusya bilgi paylaşımı yapmayı bırakıyor. Dolayısıyla film, bir noktadan sonra insan türünün kendi geleceği söz konusu olduğu anda bile bir araya gelme, diyalog geliştirme konusundaki zaafını net bir şekilde ortaya koyuyor.

Yani Geliş kızım sana söylüyorum gelinim sen anla filmi bir nevi. İnsanlık için iletişim kurmanın, diyaloğun önemini uzaylılar üzerinden anlatıyor. Ki dünyanın şu anki durumu düşünüldüğünde filmin verdiği mesajının ne kadar önemli olduğu anlaşılır.

                    Villeneuve'ün Geliş'te sinematografik yeteneklerini diğer filmlerine göre bir üst seviyeye çıkardığı bir gerçek. Bu açıdan yönetmen son yıllardaki 'bilim merkezli' Yerçekimi, Yıldızlararası hatta Marslı gibi filmlerin yanına koyulabilecek bir bilimkurguyla karşımıza geliyor.

Fakat Geliş'in daha sofistike bir hal almak için (belki kağıt üzerinde iyi duruyor ama) filmde kullanılan doğrusal olmayan zaman anlatısının tıkır tıkır işlediğini de söylemek zor. Ama Geliş'in yılın merakla beklenen bilimkurgu filmi olarak, beklentileri karşıladığını ve yönetmenin de performansıyla Blade Runner 2046 için güven verdiğini söylemek gerek.

Amy Adams'ın önlenemez yükselişi!


           Son yılların gözde oyuncularından Amy Adams, rol aldığı filmlere ziyadesiyle imzasını atıyor. Uzunca bir süre yardımcı rollerde gözüken Adams, bu filmlerde yabana atılmayacak performanslar sergiledi ve beş kere en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar'a aday oldu.

Ama artık artık başrol oyuncusu olarak oynadığı filmleri sırtlıyor. Bu yıl Geliş/Arrival'dan sonra onu aralıkta vizyona girecek Tom Ford'un yönettiği Nocturnal Animals (Gece Hayvanları) filminde izleyeceğiz.

Başka türlü bir hayat mümkün ama...

Haber Kaynağım :
Yazan : OLKAN ÖZYURT