Bodrum-İstanbul seferini yapan THY uçağının pilotları, uçuş esnasında 2-3 bin feet’teyken üzerlerinden; yeşil ışık saçan, tanımlanamayan bir cisim geçtiğini açıkladı. Pilotların UFO yani “tanımlanamayan uçan nesneler” olduğu yönündeki sözlerinin kayıtlara geçmesi Türkiye’de büyük heyecan yarattı.
Bu açıklamayla eşzamanlı bir babanın, yamaç paraşütü yapan kızını fotoğraflarken yakaladığı cisim de pilotların tanımıyla bire bir örtüşünce soru işaretleri oluştu. Gerçekten bu cisim bir UFO muydu?
Bu tanıklıklar aslında yeni değil. Yüzlerce yıldır insanlar, havada uçan tanımlayamadıkları cisimleri ihbar ediyor, hatta görüntülüyor. Bazıları ise daha da öteye geçerek dünya dışı yaşam formları tarafından kaçırıldığını iddia ediyor.
“Uzaylılar var mı, yok mu” tartışması artık geride kaldı. Zira dünyanın en ünlü bilim adamları dünya dışı yaşamın tartışılmaz bir gerçek olduğu görüşünde. Cevap alınamayan soru ise dünyamızı ziyaret edip etmedikleri...
Ünlü fizikçi Stephen Hawking, geçen aylarda dünya dışı varlıkların gezegenimizi keşfetmesinin insanlığın sonunu getirebileceğini ifade etti. Hawking, buna gerekçe olarak da, söz konusu varlıkların göçebe bir kültüre sahip olabileceklerini, bu çerçevede kendi gezegenlerindeki kaynakları tüketip, yaşama uygun başka gezegen arayışı içinde olma olasılıklarının bulunmasını gösterdi.
Uzaylıların binlerce yıl önce Dünya’yı ziyaret edişini anlattığı “Tanrıların Arabaları” kitabıyla ün kazanan yazar Eric Von Daniken, geçen yıl Habertürk’e verdiği röportajda, “Hazır olun, uzaylılar çok yakında yeniden aramızda olacak, uzaylılar yakında dönüyor” dedi.
Türkiye’de de onlarca UFO vakası bulunuyor. Resmi bir açıklama bugüne kadar yapılmasa da UFO gördüğünü iddia eden üst düzey sivil ve askeri yetkililer bulunuyor.
Eski Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın da gökyüzünde bir UFO’yu izlerken çekilmiş ve basına yansımış fotoğrafları bulunuyor. Bu dizide hem o fotoğrafları, belgeleri, çarpıcı tanıklıkları; hem de uzman görüşlerini bulacaksınız.
‘ACİL DURUM KALKIŞI YAPTIK, VUR EMRİ VERİLDİ’
Emekli Hava Pilot Yarbay Hami Yüksel, 1967’de henüz pilot üstteğmendi. Yaşadığı olay, pist başı alarm nöbetcisi (acil bir durumda, silah ve bombaları hazır uçakları kaldırmak) olduğu gün gerçekleşti. Yüksel o günü şöyle anlatıyor: “1967 yılının kasım ayıydı.
Bandırma’da 161. Filo’da görevliydim. Birden acil durum kalkışı emri verildi. Uçaklarda silahlar hazırdı. 2 uçak hemen Bandırma’dan havalandık.
Eskişehir kule bizi yönlendiriyordu. Güneye doğru baş verdik. Balıkesir’e doğru gidiyorduk . Yolda bize bilgi verdiler.”
Tanımlanamayan bir cismin tespit edildiğini söyleyen Emekli Hava Pilot Yarbay Yüksel, ilk olarak uçuş sırasında bir C-47’nin gördüğünü ve rapor ettiğini belirtti.
Yüksel, “İzmir’e doğru havada bir cisim var diye rapor etmiş. ‘Bak’ demişler ama yukarda olduğu için yaklaşamamış. Bunun üzerine bölgede eğitim uçuşu yapan pilot ve öğrencisi yönlendirilmiş. 30 bin feet’e kadar gitmişler ama ‘Cisim kaçıyor’ demişler.
Bomba yüklü uçaklar da yönlendirilmiş ama 48 bin feet’e kadar çıkabilmişler. Bizde F-5’ler vardı. İki uçak ilerliyorduk. Yukarıda denince tırmanışa geçtik. Balıkesir’i geçtik.
Cisim radarlarda tespit edilemiyordu ancak yerden dahi çıplak gözle görülüyordu. Cismi fark edince ona doğru gittik. 40-45 bin civarına çıktık. Atış için silahları hazırladık. Vur emri verilmişti. Ama aniden cisim dik olarak yukarı gitmeye başladı.”
‘İÇİNDE SİYAH GÖLGELER HAREKET EDİYORDU’
Cisme en yakın noktada şeklini çizmek istediğini ifade eden Hami Yüksel, “Büyük bir cisimdi. Altı sanki bir evi ipler tutmuş gibiydi. Üstü de kubbeye benziyordu. Beyazdı ve ışık vardı. İçinde siyah renkli, hareket eden şeyler vardı.
Daha iyi görebilmek için 55 bine kadar takip ettik. Alt tarafta gördüm. Karartılmış araba camı gibiydi. Daha fazla çıkabilmek için mermilerin bir kısmını Ege Denizi’ne bıraktık.
Sonra tekrar tırmandık. Ancak benim aniden tek motorum durdu, diğer uçağın da iki motoru birden durmuş. Uçaklar acil duruma geçti. Yakıtları bitiyordu. Motorları çalıştırmak için alçaldık ve geri döndük” dedi.
‘NİŞAN ALAMADIK’
Çiğli’den yakıt alıp tekrar havalandıklarını söyleyen Yüksel, şunları söyledi:
“Birkaç kez yakıt alıp, uçağı hafifletip tekrar havalandık. Bu uçakların azami tavanı 55 bin feet’tir. Ben 55 bin 300 feet’e kadar çıktım. Vurmak için hazırlandık ama cisim tahminimce 70 bin feet’in üzerine çıktı. Nişan alamadık ve atış yapamadık. Uçak titremeye başladı. Bandırma’ya döndük. Ertesi gün aradık bulamadık.”
Gördüklerini ayrıntısıyla raporlaştırdıklarını ifade eden Yüksel, “Gerekli makamlara bildirdik. Bu sıradan bir olay değildi. Hava Kuvvetleri’nin emri ile alarm kalkışı yapıldı, vur emri verildi” dedi.
‘KAFAMIZA BİR ŞEY ATMASIN’ KORKUSU
O gün sadece bir an korktuğunu söyleyen Emekli Hava Pilot Yarbay Hami Yüksel,
“Olay öncesinde bir film izlemiştik. Dev bir yaratık uçan uçakları pençeleri ile buruşturup atıyordu. Cisme doğru yaklaşırken bu aklıma geldi. ‘Üstümüzde, kafamıza bir şey atmasın’ diye düşündüm. Bugün olsa aynı şeyleri yapmam. Asıl tehlike uçağı o kadar zorlamamızdı” sözleriyle o günkü duygularını dile getirdi.
‘8 PİLOT OLAYA ŞAHİT OLDU’
Türkiye’de tanımlanamayan uçan cisimlerle (UFO) ilgili şu ana kadar resmi bir açıklama ya da belge kamuoyuyla paylaşılmasa da özellikle Hava Kuvvetleri’nin elinde çok sayıda raporlaştırılmış vaka bulunuyor.
Bu raporlar çok gizli statüsüyle saklanıyor. Hepsinin altında da tutuldukları dönemin üst düzey yetkililerinin imzası var. Bunlardan biri, emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş...
Emekli Korgeneral Karakuş, 1983’te yaşadıklarını Habertürk’e anlattı. O dönem 111. filonun komutanı olduğunu ifade eden Karakuş, “Akşam saatleriydi. Fantomlarla uçuyorduk. 4 uçak peş peşe gidiyorduk. Yani ben de dahil 8 pilot olaya şahit oldu” dedi.
‘TAKİP EDİYOR. NORMAL BİR UÇAĞA BENZEMİYOR...’
Rotalarının, Eskişehir, Balıkesir, Denizli, Konya ve sonra tekrar Eskişehir olduğunu söyleyen Karakuş, o anları şu sözlerle anlatıyor:
“2’şer mil arayla gidiyorduk. En arkadaki 4 numaralı uçak yabancı bir cismin yanında olduğunu söyledi. Takip etmeye başlamıştı. 4 numaranın sağına soluna geçmeye başladı. Pilotu, ‘Bu normal bir uçağa benzemiyor. Üzerlerine çekeyim mi, yani yakınlaşayım mı?’ diye sordu.
Ben ‘Bekle, bakacağım’ dedim. Hiçbir harekette bulunmamasını istedim. Aramızda 6 mil vardı. Geriye döndüm. O sırada büyük bir ışık huzmesinin içine girdim. 50 km uzunluğundaydı. Hiçbir şey göremedim. Tekrar kendi istikametime döndüm.
Diğer uçaklara da aynı şeyi yaptılar. O sırada değişik renkler saçan 5-6 tane küçük uçan cisimler gördüm. Birbirlerinden bağımsızlardı. 5-6 saniye kaldılar. Sonra ayrıldılar.”
RAPORLAR NASA’YA DA GİTTİ
Uçan cisimlerin kendilerinden ayrıldıktan sonra Konya istikametine doğru ilerlediğini ifade eden Karakuş,
“O sırada hemen Konya kuleyi aradım. 2-3 saniye geçmişti. Onlar da anında gördüler ve radarda takip ettiler.
Balıkesir kuledekiler de gördü. Kuleye başka uçuş olup olmadığını sorduk, ‘Başka yok’ dediler.
Yaşadıklarımızı Hava Kuvvetleri’ne rapor ettik . Balıkesir ve Konya kuleden de görenlerin hepsi raporlarını Hava Kuvvetleri’ne gönderdi. Hatta raporların NASA’ya da gönderildiğini biliyorum.”
‘30 BİN FEET’TE ASILI DURUYORDU’
Emekli Hava Yarbay Ozan Ozansoy da uçan cisimlerle ilgili birden fazla tanıklığı olduğunu söyleyenlerden. Ancak 1988 yılında yaşadıklarını hiç unutmamış. Ozansoy’un anlattıkları dönemin gazetelerinin de manşetlerinde yer almış.
Zira olayın tanıklarından biri de merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dı. Özal’ın tanık olduğu anlar da gazete sayfalarında yer almıştı. Emekli Hava Yarbay Ozansoy, o gün Ankara Ahlatlıbel Hava Radar Mevzi Komutanlığı’nda nöbetçi komutan olduğunu söyleyerek, şunları dedİ:
“Radarda bir şey fark ettik. Görüntünün yolcu uçaklarından çok daha büyük ekosu vardı ve hareket etmiyordu. 30 bin feet’te asılı duruyordu. Askeri uçuşlara baktık böyle bir kayıt yoktu.
Kapsama alanına giren diğer illerdeki radarlardan da tespit etmesini istedik. Sonra harekât odasından çıktım, bu kadar yakınsa çıplak gözle görülebileceğini düşündüm. Parlak bir ışıktı, yıldızdan daha parlaktı. Cismin kendine ait beyaz, açık sarı bir ışığı vardı.
TURGUT ÖZAL DA İZLEDİ
Cismi uzun süre takip ettik. F-16 uçakları Türkiye’ye yeni gelmişti. Eğitim uçuşları yapıyorlardı. İzin isteyip uçakları bu cisme yönlendirdik.
Uçaklar, hava radarlarında cismi tespit etti. Ancak onlar yaklaştıkça, cisim yükselmeye başladı.
F-16’lar çok yeniydi. Bölge Harekât Merkezi onları riske atmak istemedi ve geri çekti. Onlar geri dönünce cisim eski seviyesine alçaldı. Sonra F-4 uçaklarına acil kalkış izni verildi. F-4’leri cisme yaklaştırmaya başladık.
O anda fark etti ve tekrar yükselmeye başladı. Bu uçaklar da radarlarında cismi gördü. Uçaklar silahlıydı ancak cisim 50 bin feet’e kadar çıktı. 40 bin feet’te görevi iptal ettik, uçakları tehlikeye atmamak için.
Bu cisim gece saat 02.00’ye kadar kaldı. Bütün Ankara gördü. Hatta devlet erkanı da izledi. Çankaya’nın üstündeydi. Olayla ilgili rapor yazdık ama geri dönüş olmadı.”
Bu olayın hem Çankaya’nın üzerinde olması hem de merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın da tanıklık etmesi nedeniyle öne çıktığını söyleyen Emekli Hava Yarbay Ozansoy, “Daha önce de çok karşılaştık bu tip durumlarla. Hepsinin üzerinde çok yoğun ışık vardı. Kaynağı görme imkânı çok olmadı” dedi.
Sorel DAĞISTANLI/YAZI DİZİSİ-2/GAZETE HABERTÜRK
Türk Hava Yolları’nın Bodrum - İstanbul seferini yapan Boeing 737- 800 tipi uçağı Silivri üzerinde bulunduğu sırada kokpit ekibi, UFO olarak adlandırılan tanımlanamayan bir cisim görmüştü.
Uçağın kokpitinde kaptan pilot Sadık Kakıcı ve ikinci pilot Gökhan Keleş yer alırken hayatlarının en ilginç uçuşuna tanıklık eden THY’nin iki pilotu da dünyada UFO gören nadir pilotlardan oldu...
Hem Türkiye’de hem de dünyanın diğer ülkelerinde UFO’larla, dünya dışı canlılarla ilgili binlerce hikâye yazıldı, çizildi...
Ama ne olursa olsun, hiçbiri dünya dışından ziyaretçilerin geldiğini kesin olarak ortaya koyamadı. Tanımlanamayan uçan cisimlerin yani UFO’ların, gerçekten başka gezegenlerden dünyamızı ziyarete gelenlerin kullandığı araçlar mı, yoksa ileri teknoloji casus uçaklar mı olduğu konusunda hala bir netlik yok.
Kesin olan şey, görgü tanıklarının ifadeleri ve bazı fotoğraflar ile videolarda görünen cisimlerin varlığı. Tartışmalar artık var olup olmadıkları üzerine değil, ne olduklarına dair yapılıyor.
Bu noktada görgü tanıklarının güvenilirliği, kaynakların sağlamlığı ön plana çıkıyor. En güvenilir tanıkların başında askeri ve sivil havacılık personeli geliyor. Birçok bilgi ve belge Türkiye’de hâlâ gizlense de ifadeler ve tesadüfen çekilen fotoğraflar soru işaretlerini artırıyor. Tıpkı İzmir’de yaşanan olay gibi...
‘KULE, CİSİM HIZLA ÜSTÜME GELİYOR’
2001 yılında İzmir Çandarlı’da, iki Türk Hava Kuvvetleri pilotu, havacılık tarihinde ilk defa yaşanan bir olaya şahit oldu. Olay, belgeleri ile birlikte SIRIUS UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi tarafından açıklandı.
Buna göre; 6 Ağustos 2001’de, öğle saatlerinde Asteğmen İlker Dinçer ve öğrencisi, T-37 tipi bir eğitim uçağıyla Çiğli Hava Üssü’nden kalkış yaptı. Çandarlı Körfezi’ne vardıklarında uçağın motorları düzgün çalışmamaya ve uçak garip yalpalamalar yapmaya başladı. O sırada Asteğmen Dinçer ve öğrencisi, önlerinde “parlak, disk-piramit şeklinde gök cismi” gördü.
Dinçer, yer kontrol birimleri ve Kütahya’daki Savaş Operasyonları Merkezi’ne durumu bildirdi. Operasyon merkezinden cismi radarlarında tespit etmelerini isteyen Dinçer’in aldığı yanıt ise şaşırtıcıydı. Merkez yetkilileri, Dinçer’in uçağının etrafında yoğun bir aktivite olduğunu tespit ediyorlardı.
Fakat, radarda görünen ikinci bir araç yoktu. Cismi tanımlamaya çalışan Dinçer, yönünü ona doğru çevirdi. Aynı sırada cisim de T-37’ye doğru döndü ve uçağın sol kanadına yaklaşarak yan yana uçmaya başladı. Ardından, T-37’nin etrafında manevralar yapmaya başladı.
Bu tehlikeli anlar yaklaşık 30 dakika sürdü ve cismin aniden ortadan kaybolmasıyla son buldu. Çiğli Hava Üssü’ne iniş yapan pilotlar, gördüklerini üstlerine rapor etti. Konuyla ilgili tüm fotografik görüntü ve video kayıtları, Türkiye’nin diğer kesimlerinden gelen benzer belgelerle birlikte generallere ve diğer üst rütbeli yetkililere ulaştırıldı.
ASTEĞMEN DİNÇER İLE OPERASYON MERKEZİ ARASINDA GEÇEN TELSİZ KAYITLARI:
T-37: Sıra dışı bir durumla karşılaştık.
Operasyon Merkezi: Sorununuz nedir?
T-37: Sat 12 yönünde yarı-huni, yarı-disk şeklinde aşırı parlak bir cisim var ve çok hızlı uçuyor.
O.M: Devam edin, konumu nedir?
T-37: Hızla bana yaklaşıyor. Cismi acilen radarda tespit edin. Daha önce hiç böyle bir cisim görmemiştim. Bir UFO olduğundan şüpheleniyorum.
O.M: Uçağınızın etrafında yoğun bir hareket var. Fakat radarda ikinci bir cisim görünmüyor.
T-37: Cisme doğru yöneliyorum.
O.M: İkinci bir cismi tespit edemiyoruz.
T-37: Cisim bize doğru gelmeye başladı.
O.M: Radar tespiti: negatif.
T-37: Cisim, kanat yönünden bize yaklaşıyor. Arkamıza geçti. Tekrar ön tarafıma almaya çalışacağım.
O.M: Tekrar ediyorum, radar tespiti: negatif.
T-37: Cisim şu anda önümüzde. Görünüşe göre bu şey bizimle bir ‘it dalaşı’ yapıyor.
O.M: Devam edin...
T-37: Cisim aniden ortadan kayboldu.
‘HEPİMİZ HALÜSİNASYON GÖRMÜŞ OLAMAYIZ’
2010 yılında da bu sefer sivil bir pilot uçuş sırasında benzer bir olay yaşadı. Emekli Kaptan Pilot İbrahim Bilir de, Osaka-İstanbul seferi sırasında UFO gördüğünü söyledi. Bilir o anları şöyle anlattı:
“Osaka-İstanbul seferi sırasında Rus hava sahasına girmeye yakın bir bölgede 11 bin metre yüksekteydik. Birden yaklaşan bir ışık gördük. Önümdeki THY’nin Şanghay’dan gelen uçağı, arkamdaki Lufthansa uçağıydı. Çok yakınımıza geldi. Biz UFO’nun şeklini görmedik.
Kuvvetli bir ışık gördük, gümüş renginde ve bakamayacağınız parlaklıkta. Gözlerinizi açamıyorsunuz. Bizim uçaktaki 3 pilot da gördü. Geldi ve üstümüze çıktı. Sağ çaprazda üstümüzde devam etti. Tüm bunlar 35-45 saniye arasında gerçekleşti.
Bir anda oldu bitti. Çok heyecan vericiydi. Bir kişi olsam hadi halüsinasyon dersin ama diğer kaptan arkadaşladımız var. 3 uçağın ekibi de gördü.”
(Gökhan Artan/GAZETE HABERTÜRK)
Emekli Kaptan Pilot İbrahim Bilir
UZAYLIYA TAŞ ATAN KAHRAMAN KÖYLÜLER
Türkiye’de UFO’lar ve uzaylılara dair binlerce tanıklık oldu ve olmaya da devam ediyor. Kimi anlatımlar iddiadan öteye geçemiyor ancak kimileri resmi kurumların arşivlerinde raporlanmış halde duruyor.
Bunların içinde bir tanesi var ki, sonradan filmlere bile konu oldu. Uşak’ın Eşme İlçesi Narlı Köyü’nde 1 Haziran 2001’de üç köylü uzaylı gördüklerini ve onu taş atarak kaçırdıklarını iddia etti.
‘O DA BİZE TAŞ ATTI’
Sabah saatlerinde tütün ekimine giden 3 köylü, bir uzaylıyla karşı karşıya geldiklerini söyledi. Köylülerden Fevzi Çam, saat 07.00’de traktörle ilerlerken karşılaştıkları olayı şöyle anlattı:
“Tarladan yola doğru hareket eden bir cisim gördük. Traktörüm cisime 20 metre mesafede birdenbire durdu. Cisme yürüyerek yanaşmaya başladık, o da 2 metre yukarıya doğru çıktı. Yerden taş alıp attık, o da bize taş atarak cevap verdi.
Biz taş attıkça o da yukarı çıktı, su deposu istikametinde minare boyunda yükseldi. Boyu 60-70 cm’di. Üzerinde parlak, jelatin renkli elbise vardı. Ayakları kırmızı, orta kısmı sarı, kafa yapısı iri, gözü elips şeklindeydi.”
Eşme Kaymakamı Mehmet Yılmaz da, Narlı Köyü’ne gidip araştırma yaptı. Aynı tarifi 8 köylünün yapması üzerine kaymakam, uzaylının robot resmini çizdirdi ve Valiliğe giderek rapor verdi.
Dönemin Valisi Ayhan Çevik de konuyu gündeme aldı. Merkezi İstanbul’da bulunan SIRIUS Ufo ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi’nden bir ekibi bölgeye çağıran Vali, jandarmayı da operasyon için görevlendirdi. Jandarma bölgede yaptığı incelemede yanık izlerine rastladı.
‘İŞİM VARDI GİDİP BAKMADIM’
Narlı Köyü’nün şu anki muhtarı Cemal Tülü, iddialardan sonra bazı köylülerin çok sayıda turisti boş arazilerde gezerken gördüklerini belirtti. Köy sakinlerinden Hasan Tülü ise
“Ben iki kere gördüm. 6-7 metre yukarıda, ayıcık şeklinde balonlar gibiydi. Jelatinimsi bir rengi vardı. 2-3 metre uçtuktan sonra çamur araziye indi ya da düştü. Yanına gidip bakmadım. İşim vardı ve ilgilenmedim. Açıkcası bu durum toplumda eğlence haline geldiği için bunu gördüğümü de bugüne kadar kimseye söylemedim.”
TARİH: 28 Ekim 1981- Gölcük
Emekli Yüzbaşı Doğan Sum, UFO olduğunu söylediği uçan bir cismin fotoğrafını çekti. Fotoğraf, Londra, Frankfurt ve New York’taki laboratuvarlarda incelendi. Analizler sonucunda filmde malzeme hatası olmadığı, resim üzerinde herhangi bir montaj yapılmadığı ortaya çıktı.
TARİH: 12 Haziran 2001 – Adana
Güzelyalı İlçesi’nde oturan bir kadın, alçaktan uçan garip bir araç gördüğünü iddia etti. Şehrin başka noktalarından da eşzamanlı benzer ihbarlar yapıldı. Bunun üzerine polis birimleri cismi aramaya başladı. Parlak ışık bir süre sonra kayboldu.
TARİH: Aralık 1981-Ocak 1982 – Niğde
Aksaray bölgesinde çok sayıda kişi, gökyüzünde tanımlanamayan cisimler gördüklerini söyleyerek yetkililere başvurdu. Ancak yetkili makamlar olaylara açıklık getiremedi.
Bu süre boyunca UFO’ların Aksaray, İstanbul, İzmir, Adana, Havsa, Ecabat gibi pek çok farklı yerde ortaya çıktığı iddia edildi.
TARİH: 7 Haziran 2001 – Adıyaman
Dandırmaz Köyü yakınlarında devriye gezen bir grup geçici korucu saat 22.00 sıralarında, “Yerden yükselen, yuvarlak, parıldayan” bir cisim gördüklerini iddia etti. Aynı gece bölgede devriye gezen jandarma ekibi de gökyüzünde parlak bir cisim gördü.
Vali, İçişleri Bakanlığıyla 11 Haziran olayı ile ilgili bir toplantı düzenledi ve 10 görgü tanığıyla şahsen konuştuğunu söyledi. Farklı odalarda çapraz sorgulamalardan geçen 10 kişi, gördükleri şekli çizmeleri istendiğinde hep aynı şekli çizdi.
TARİH: 6 Eylül 2001 – Kayseri
İki cisim, gece saat 23.30–24.30 arasında Kayseri-Erkilek 12. Hava Ulaştırma ve Üs Komutanlığı’nda görüldü. Cisimlerin, 100 feet kadar alçalarak yaptığı manevralar yüzlerce askeri görevli ve yetkili tarafından izlendi.
Üssün radar operatörleri tarafından radarlarda da tespit edilen cisimler, bir saat sonra bir anda gözden kayboldu. Olay, 222. Filo Nöbetçi Amirliği’ni yapan Hava Pilot Yüzbaşı Halit Gündüz tarafından tutanaklara geçirildi ve Ankara Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na rapor edildi.
SIRIUS Ufo ve Uzay Bilimleri Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan da kendilerine yapılan ihbar sonrasında, üssü arayarak Yüzbaşı Ender Özdengil’le görüştü.
Merkezin sitesinden yapılan açıklamaya göre, Yüzbaşı Özdengil, olayın gerçekliğini doğrulayarak, ilgili bilgilerin Ankara Hava Kuvvetleri Komutanlı- ğı’na resmi bir raporla bildirildiğini söyledi.
Sorel DAĞISTANLI/YAZI DİZİSİ-3/GAZETE HABERTÜRK
Onlarca ülke, binlerce belge... Düne kadar herkesin eğlenmek için dile getirdiği UFO’lar bu kez hükümetlerin resmi kurumları tarafından açıklanan belgelerde yer almaya başladı. Dünya dışı yaşam ile ilgili, resmi kurumlardan art arda yapılan açıklamalar UFO’larla ilgili algıyı da değiştirdi.
Belgeler gösterdi ki, başta ABD olmak üzere birçok ülke bu konuda ciddi yatırımlar yaparak özel birimler oluşturmuş. Belgelerde uzaylılar ile ilgili en bilinen olay olan, 1947 “Roswell kazası’’ hakkında da çarpıcı bilgiler yer alıyor.
Konunun fanatikleri tarafından yıllardır dile getirilen, filmlere konu olan ve varlığı en sonunda ABD hükümeti tarafından kabul edilen 51. Bölge de gizemini hâlâ koruyor. Bu konu özellikle Hollywood’un da her dönem gündeminde yer aldı.
Amerikan popüler sinemasının, bazı gerçekleri halklara alıştırarak kabul ettirmek için kullanıldığı görüşü dikkate alındığında, bu bölge ile ilgili iddialara daha ciddi yaklaşmak gerekiyor. Yazı dizimizin bu bölümünde; açıklanan gizli belgeleri, Roswell Olayı’nı, 51. Bölge’yi ve beyazperdede uzaylıları ele alacağız...
MAVİ KİTAP PROJESİ
UFO gözlemcilerinin yıllardır en büyük iddiası, hükümetlerin gerçeği bildiği ama halktan sakladığı yönünde. Bilgi edinme yasası çerçevesinde birçok ülke, üzerindeki gizlilik perdesi kalkan belgeleri açıklamaya başladı.
Birçok noktası sansürlense de bu belgeler gösterdi ki, birçok insanın ciddiye bile almadığı ‘dünya dışı yaşam’ ya da ‘UFO’ vakaları, aslında hükümetlerin, istihbarat servislerinin büyük bütçeler ayırarak üzerinde durduğu, araştırdığı ciddi dosyalardı.
Son olarak geçen yıl ABD’nin açıkladığı binlerce belge gösterdi ki, UFO ve uzaylılara yönelik algı daha fazlasını hak ediyor. Belgeler, birçok vakanın bu Dünya’nın dışından olduğunu kanıtlar nitelikte. ABD’nin “Mavi Kitap” projesi binlerce vakanın 22 yıllık bir süreçte titizlikle incelendiğini ve bunlardan bir kısmının açıklanamaz olay olarak kayıtlandığını gösteriyor.
701 VAKANIN SIRRI
Projenin başlangıç tarihi 1947 Haziran ayı. Üç ana amacı bulunuyordu; UFO karşılaşmalarının hepsi için bir açıklama bulmak. UFO’ların daha ileri, yararlanılabilecek bir teknolojiye sahip olup olmadıklarını ve ABD’nin güvenliği konusunda UFO’ların bir tehdit oluşturup oluş- turmadığını saptamak.
Mavi Kitap Projesi kapsamında bir inceleme bir de soruşturma birimi bulunuyordu. Söz konusu birimler 1947 ile 1969 yılları arasında toplam 12 bin 618 vakayı araştırdı. Bunlardan 701’ine hiçbir şekilde açıklama getiremedi. Hâlâ ne oldukları bilinmiyor ya da henüz açıklanmayan belgeler arasında.
ABD’DE SEÇİM VAATLERİNE GİRDİ
ABD başkanlık yarışındaki Demokrat aday Hillary Clinton, 2007’den bu yana verdiği ilk özel mülakatta, uzaylıların Dünya’yı ziyaret etmiş olabileceğini söyledi ve başkan seçilirse tartışmalı 51. Bölge’yi derinlemesine inceleme sözü verdi. Clinton, birçok gizli belgeyi de kamuoyu ile paylaşacağını belirtti.
RUS BAŞBAKAN’DAN ÇARPICI YORUM
Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev, 2012 yılında kameralar karşısında yaptığı açıklamanın ardından çekimlerin bittiğini sanarak gazetecilerle sohbet ederken çok çarpıcı bir açıklamaya imza attı. Medvedev, uzaylılarla ilgili bir soruya “Bana Dünya’ya inen uzaylılarla ilgili bir dosya verildi. Kaçının aramızda yaşadığını söylersem paniğe sebep olur” yanıtını verdi.
UZAYDAN UFO FOTOĞRAFI
340 gün Uluslararası Uzay İstasyonu’nda kalan astronot Scott Kelly’nin uzayda çektiği ve sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraf olay olmuş. Fotoğrafta görülen cismin UFO olduğu iddia edilmiş ve tartışma yaratmıştı.
İKİ TANE ÇOCUK BOYUTUNDA YARATIK
Belgelerden birinde polis memuru Lonnie Zamora’nın yaşadıklarına da yer veriliyor. Memur Zamora, 24 Nisan 1964’te öğleden önce New Mexico’nun Socorro bölgesinde, aracıyla güneye doğru şüpheli takibindeyken ani bir gürleme sesiyle duruyor ve güneybatı yönünde bir parlama görüyor.
Yolun üzerinde araba büyüklüğünde bir cismin bulunduğunu ve yanında da iki ufak insanımsı varlık görüyor. Birden iki insanımsı şekil kayboluyor ve cisim büyük bir gürültü ile gidiyor.
Mavi Kitap soruşturmacı- ları, memur Zamora’yı ün peşinde koşmakla suçladılar ama araştırmacılar olay yerinde, dört oyuk izi bulunduğunu ve çevredeki yanık otların varlığını da inkâr edemediler. Olay açıklanamadı ve ‘tanımlanamayan’ 701 vaka arasında yer aldı.
ROSWELL OLAYI
4 Temmuz 1947 tarihi, UFO meraklıları için son derece önemli. ABD’de New Mexico’nun küçük kasabası Roswell, çok önemli bir tanıklığa ev sahipliği yaptı. Kayıtlara; ‘Roswell Olayı’ olarak geçen bu vaka, bir UFO kazasını içeriyor.
İddialara göre, kasabaya bir UFO düştü ve enkazında 3 uzaylının cesedi bulundu. Ancak uçan dairenin enkazı ve uzaylı mürettebatının bedenleri olayı haber alan ordu tarafından hemen kaldırıldı. Uzaylıların otopsi fotografları, çok sayıda iddia ile birlikte yıllarca gündemde kaldı.
Konu birçok kitaba ve filme malzeme oldu ama bir türlü doğrulanamadı ta ki bir CIA ajanının itiraflarına kadar. Uzun yıllar CIA’nın gizli operasyonlar masasında çalışan ajan Chase Brandon, olaydan 65 yıl sonra yaptığı açıklamada Roswell kasabasına UFO düştüğünü gösteren kesin kanıtları gördüğünü söyledi.
‘SADECE 91 SANTİM UZUNLUĞUNDALAR’
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI’ın internet sitesinden açıkladığı gizli belgelerden biri de Roswell Olayı’nı doğrular nitelikte.
Belge, 1950’de Washington’da görev yapan FBI ajanı Guy Hottel tarafından yazılmış.
"Flying Saucers" isimli notta ajan Hottel, Hava Kuvvetleri’nden bir müfettişin uzaydan gelen üç uçan dairenin ABD’nin New Mexico Eyaleti’ne iniş yaptığını aktardığını yazıyor. Belgede UFO’lar dairesel şekilde tasvir ediliyor, uzaylılar için ise, “Her biri üç insan vücudundan meydana gelmiş. Fakat sadece 91 santim uzunluğundalar” deniliyor.
‘51. BÖLGE’DE UZAYLILAR VAR’
51. Bölge, Las Vegas’ın 153 km kuzeyinde, Nevada test sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri sahası ile çevrili. 1947 senesinde Roswell’e düştüğü iddia edilen UFO’nun burada tutulduğu, otopsilerin de burada yapıldığı iddia ediliyor.
2013 senesinde, Amerika, üssün gerçekten var olduğunu bir raporla açıkladı. Ancak CIA tarafından açıklanan raporda Dünya dışı varlıklara değinilmedi. 51’inci Bölge’nin ‘U-2 casus uçak programının parçası olduğu’ öne sürüldü.
Geçtiğimiz aylarda hayatını kaybeden ABD’li bilim adamı Boyd Bushman 51. Bölge’de uzaylılar bulunduğunu iddia etmişti.
'UFO’LAR ABD’NİN BİZE SATMADIĞI UÇAKLAR’
İTÜ Fizik Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Kerem Cankoçak, Dünya dışı yaşamın birçok formda olabileceği görüşünde. Dünya’yı ziyaret edebilecek ileri teknolojiye sahip olup olmadıkları konusunun tartışmalı olduğunu ifade eden Cankoçak’a göre Dünya dışı zeki yaratıkların evrende bulunma olasılığı çok yüksek.
Ancak Dünya’yı ziyaret etme olasılıkları çok düşük. Görüldüğü iddia edilen cisimlerin gerçekten UFO olamayacağını belirten Cankoçak, “Onlar henüz ABD’nin bize satmadığı uçaklar diyelim. 40 yıl sonra şimdiki UFO’ları kullanacağız” diye konuştu.
‘2020’LERE KADAR İFŞA OLACAK’
Sirius UFO ve Uzay Bilimleri Merkezi Başkanı Haktan Akdoğan ise UFO’larla ilgili açıklanan raporların çok daha fazlasının gizlendiği görüşünde. Akdoğan, “Bunlar ön belgeler. Halk yavaş yavaş hazırlanıyor. Daha on binlerce önemli vaka var” dedi.
BM’de özel bir birim içinde ciddi çalışmalar yapıldığına dikkat çeken Akdoğan, “Dünya’yı açık temasa nasıl hazırlarız diye çalışıyorlar. Eskiden 6 ayda bir toplanırlardı, şimdi ayda bir toplanıyorlar. 2020’lere kadar açık bir ifşaat söz konusu olacak” dedi.
UZAYLILAR BEYAZPERDEDE
Stephen Hawking’in, uzaylılarının keşfinin insanlığın sonunu getireceği yönündeki uyarısı aslında Hollywood’un uzun süredir gündeminde. Ne gariptir ki, bu tip kitlesel yok oluşu konu alan bilimsel uyarılar, en azından bildiğimiz kadarıyla, hükümetler nezdinde değil ama şov dünyasında daha çok ilgi görüyor.
Zira insanlar kendi yok oluşlarını konu alan filmlere ya da kitaplara daha çok ilgi gösteriyor. İşte bilim-kurgu türünde uzaylıları konu alan çok sayıda filmden bazıları...
ÜÇÜNCÜ TÜRDEN YAKINLAŞMALAR
Steven Spielberg’in 1977 yılı yapımı “Üçüncü Türden Yakınlaşmalar” filmi belki de uzaylılar ile ilgili çekilen en önemli yapıtlardan biri. Film birçok farklı insanın uzaylılar ve UFO’larla karşılaşmasını konu alıyor.
E.T.
1980’li yıllarda büyüyenlerin en büyük kahramanı E.T. Bir uzaylı ve onu koruyan çocukları konu alan film bir döneme damgasını vurdu. Film, yine usta yönetmen Spielberg’e ait...
KURTULUŞ GÜNÜ
1996 yapımı filmde, Dünya’nın çeşitli yerlerindeki şehirlerin tepelerinde beliren ve saldırıya geçen dev uzay gemileri ve uzaylılarla mücadele anlatılıyor.
YEŞİLÇAM VE UZAYLILAR
Yeşilcam’ın uzaylıları konu alan filmleri komedi ağırlıklı. Komedi olarak çekilmese de bugünlerde gülümseme ile hatırlanan bilim kurgu filmleri de var.
BADİ
1983 yapımı Badi filmi, o yılların fenomen E.T. filminin Yeşilçam uyarlaması olarak beyazperdeye geldi. Filmde uzaylıya tokat atmaya çalışan babaya oğlunun, “Baba vurma, uzaylı o” sözü hâlâ sosyal medyada konu oluyor.
TURİST ÖMER UZAY YOLUNDA
Sadri Alışık’ın başrolünü oynadığı 1973 yapımı bir Türk filmi olan Turist Ömer Uzay Yolu’nda, 1966 yılında yayınlanan ‘Uzay Yolu’ dizisinin ‘The Man Trap’ adlı ilk sezon bölümlerinden birinin uyarlaması olarak çekildi.
G.O.R.A
2004 yılında gösterime giren Cem Yılmaz’ın G.O.R.A. filmi gişede 4 milyon izleyiciye ulaşarak rekor kırmıştı. Film, Türkiye’nin turistik kentlerinden biri olan Antalya’da tüccarlık yapan Arif’in uzaylılar tarafından kaçırılarak G.O.R.A. isimli gezegene götürülmesini konu alıyor.
Haber Kaynağım :
http://www.haberturk.com/