Evren denilen sonsuz boşluğun içerisinde her geçen gün yeni galaksiler, yeni gezegenler bulmaya devam eden NASA, yaşanılabilir bir gezegen bulma çalışmalarını günümüz teknolojisi ile mesafelerin çok fazla olması nedeniyle sadece teleskoplarla gerçekleştirebiliyor.
NASA mühendislerinin bu sorunu ortadan kaldırmak için Einstein’ın zamanın bükülebilirliği kuramını esas alarak yaptığı çalışmaların sonucunda Warp teknolojisi karşımıza çıkıyor.
Birçoğumuzun bildiği üzere uzayda mesafeler belirtilirken ‘ışık yılı’ ölçü birimi olarak kullanılıyor. Işık yılı; ışık hızıyla giden bir cismin, bu hız ile 1 yıl sürede aldığı mesafeye eşit. Işık hızının 300.000km/sn olduğunu göz önüne alırsak 1 ışık yılı uzaklıktaki gezegene veya yıldıza bile günümüz teknolojisi ile varmamız mümkün değil.
İlk insan kolonisi oluşturulması düşünülen Mars ile aramızdaki mesafe 55 Milyon Km ve 2012 yılında Mars’a gönderilen Curiosity Lander bu mesafeyi 253 günde katetti. Bu da uzay söz konusu olduğunda hızımızın hala çok yavaş olduğunu gösteriyor.
İlk insan kolonisi oluşturulması düşünülen Mars ile aramızdaki mesafe 55 Milyon Km ve 2012 yılında Mars’a gönderilen Curiosity Lander bu mesafeyi 253 günde katetti. Bu da uzay söz konusu olduğunda hızımızın hala çok yavaş olduğunu gösteriyor.
Uzaydaki en hızlı araç Alman yapımı Helios 2. Saatteki hızı yaklaşık 241.350 km/saat fakat bu hızda Güneş’in etrafında dönüyor olmasından kaynaklanan çekim etkisi mevcut. NASA’nın 2018’de yine Güneş’i incelemek için göndermeyi planladığı Solar Probe Plus uzay aracının bu hızın yaklaşık 3 katına çıkacağı düşünülüyor.
Fakat söz konusu Işık Hızı olduğu için bu fosil bazlı veya nükleer enerji ile çalışan araçların hızları oldukça düşük kalıyor. Warp teknolojisi yakıt kullanmadan, yer çekiminden bağımsız bir şekilde, uzay gemisi etrafındaki iki halkanın elektrik enerjisi ile dönerek gemi etrafında Warp Balonu veya Warp Köpüğü denilen etki ile uzayı bükmesi ve mesafeyi kısaltması esasına dayanıyor.
Fakat söz konusu Işık Hızı olduğu için bu fosil bazlı veya nükleer enerji ile çalışan araçların hızları oldukça düşük kalıyor. Warp teknolojisi yakıt kullanmadan, yer çekiminden bağımsız bir şekilde, uzay gemisi etrafındaki iki halkanın elektrik enerjisi ile dönerek gemi etrafında Warp Balonu veya Warp Köpüğü denilen etki ile uzayı bükmesi ve mesafeyi kısaltması esasına dayanıyor.
Böylece ışık hızına ulaşmaya gerek kalmadan çok uzak mesafeleri çok kısa süreler içerisinde alarak yeni keşifler yapmanın yolu açılıyor. Henüz proje aşamasında olan Warp Teknolojisi başarıya ulaşırsa belki insanoğlu yaşanabilir yeni gezegenler bulacak ve gezegenler arası göçler başlayacak.
Haber Kaynağım :
http://www.scroll.com.tr/
Haber Kaynağım :
http://www.scroll.com.tr/