İnsanlığın Gizli Kökeni - Galaktik İnsan


               Burada anlatacağımız konu Dünya da yaşamakta olan insanın kökeni hakkındadır. İnsanlığın kökeni hakkında pek çok araştırmalar yapılmıştır.
İnsan nereden gelmiştir, nereye gidecektir? 

Yeryüzündeki insanın ilk atası nasıl teşekkül etmiştir? 

Yeryüzü insanının kozmik akrabaları kimlerdir?
 
                         Özellikle belirtmek isterim ki aşağıda bulacağınız bilgiler ezoterik içerikli (yani gizemli, herkese anlatılmamış, sadece ehlinin kulağına söylenilmiş) bilgilerden meydana gelmiştir. Bu da şu anlama gelir ki, her ne kadar eskilerde gizlemli bilgi geçerli ise de, bugün artık buna gerek bulunmamaktadır.

Ezoterizm'den egzoterizm'e geçmek gereklidir. Bununla birlikte 'ezoterizm' bugün, eskisine nazaran, çok daha fazla bilim alanında uygulanmaktadır. Özellikle nükleer, astrofizik, egzobiyoloji ve hatta mikrobiyolojide yeryüzünde 'bir avuç insanın' bildiği bilgiler vardır. Hemen hemen üniversite çevreleri tarafından dahi bilinmeyen birtakım bilimsel bilgiler vardır.

Bazı bilim adamlarının sadece kendi aralarında bildikleri ve henüz hiçbir yayın yapmadıkları, tecrübelerini açıkça ortaya koymadıkları bilgiler vardır. Yani günümüzde bile 'kulaktan kulağa fısıldanan bilgiler’ mevcut bulunmaktadır. 

                   Buna rağmen çağın icapları gereği artık bazı hususları da ifade etmekten başka çare bulunmamaktadır. Kutsal kitaplarda 'İnsan'dan bahsedilir. Özellikle 'İnsan’ dan bahseden ve ona, çok geniş yer veren kutsal kitaplardan birisi ‘Tevrat’tır. Özellikle de 'yaratılış' ile ilgili bölümüdür. 

Gerek Brahmanik eserlerde, gerekse Kuran’da ve özellikle Mısır ve Babil ezoterizminde 'İlk İnsan’ dan bahsedilir. Bunu uzun uzun ve ezoterik bir şekilde Tevrat'ta görmekteyiz. Ancak bunları da birbirinden ayırt etmenin imkânı ve gereği vardır.

Ezoterik bilgiye göre: Yeryüzünde birçok devirler geçmiştir. Bunların ilkine 'Altın çağ' denmiştir. Burada 'altın' kelimesinden maksat, bildiğimiz altın madeninin bol olduğu çağ manasında değildir. Kıymetli, yüksek, üstün bir çağ anlamında kullanılmıştır.

Değerli bir çağ manasına gelir. Sonra 'Gümüş', 'Bronz', 'Kahramanlar' ve nihayet 'Demir' çağı gelmektedir. İnsanlar şimdiye kadar beş çağ geçirmişlerdir ve biz şimdi, bugünün insanları olarak, 'Demir Çağını’ yaşamaktayız. Bizimle birlikte de bir devir tamamlanmaktadır. Demir çağından sonra insanlar için, bir devrin bitmesi ve yeni bir devrin başlaması işaret edilmektedir.
 
                 Yeryüzünde insan, modern biyolojinin bize delileriyle anlatmaya çalıştığı gibi, bir kozmik yumurtadan meydana gelmiş değildir. Yani tek hücreli canlılardan amipler gibi, gelişe gelişe bir insan organizması meydana gelmiş değildir. Bu tip bir gelişme olmamıştır denilemez fakat bu ilk insan için geçerli değildir.

Bu iki farkı iyi bir şekilde belirlemek gerekir. İnsan vücudu, organik bir yapı olarak, özel bir tarzda meydana getirilmiştir. Yani yapılmıştır. Bir imalat ürünüdür. Bir evolüsyon yani biyolojik gelişim mahsulü değil, doğrudan doğruya bir üretim mahsulüdür.

Modern biyolojinin araştırdığı 'DNA' yani genlerin meydana getirilişi tesadüfi ve kendiliğinden değil, çok yüksek, fevkalade yüksek bir bilimin, bizzat kendi potasında meydana getirdiği bir yapıdır. Kutsal kitaplar ve diğer dini metinleri farklı bir bakış açısı altında incelediğimiz zaman görüyoruz ki, esasında, insan formunun meydana getirilişi iki safhalı olmuştur:
Kaynak ve Yazar : Tolga Yazıcıer