UFO Gizemi

 
              Felaketler sırasında gözlemlerin artması benim için de çok ilginçtir. Peki, sizin yaşadığınız bazı şeyleri açıklama konusunda tedbirli olduğunuz şüphesiz. 

Bize şimdiye kadar paylaşmadığınız özel şeylerden az da olsa bahsetmenizi isteyebilir miyim?

Bir keresinde yaşadığım özel deneyimi samimiyetimize ve dostluğumuza güvenerek ilk defa sizinle paylaşmak istiyorum, çok fazla detaya inmeden…

2001 yılında bir gece yarısı saat 03.00 sularında uyurken yatağımın başucunda bir takım varlıkların olduğunu hissettim. Gözümü açıp daha yakından bakmak için yatağımdan doğrulduğumda bunların iki insanımsı varlık olduğunu gördüm.

 
                Hiçbir tepki vermeden bana bakıyorlardı. O an nasıl olduğunu tam anlayamadığım bir bağ ile onlarla telepatik olarak bağ kurdum ve soru cevap şeklinde bir ufak görüşme yaşadım. Varlıklara siz kimsiniz diye sorduğumda; “korkma sana zarar vermeyeceğiz. 

Uzun zamandır seni izliyoruz. Şimdi seninle ufak kısa süreli bir yolculuğa çıkacağız” şeklinde bir cevap aldım. Ben sakin bir tavırla onları izlerken, hemen yanı başımda üçüncü bir varlığın olduğunu fark ettim.
 
           Bu varlık bizim griler dediğimiz varlık türüne benziyordu. Ama daha insanımsı bir görünüşü vardı. Ne tamamen gri, ne tam bir insandı. O an korku falan duymuyordum. Telepatik bir ses bana, “ben geminin kaptanıyım rahatla ve sana dokunmama izin ver” dedi.

Ben de sakin bir tavır içinde ne olacağını bekliyordum. Dört parmağı olan bu insanımsı, sol elinde bir prizma biçimli yeşil ışıklar saçan bir aleti tutuyor bir yandan da sağ elinde bulunan iki uzun parmağı ile alnıma dokunuyordu. O an tekrar bayılmış ya da narkoz etkisindeymişçesine bayılır gibi olduğumu hissettim.

           Bu andan kısa bir süre sonra kendimi bir aracın içinde buldum. İki varlık bana eşlik ederken pencere benzeri bir yapıdan dışarıyı ve aşağıyı izliyordum. 

O arada neler yaşadım neler konuştuk pek anımsamıyorum. Sonunda tek hatırladığım şey sabaha karşı olduğunda geri gitmeleri gerektiği ve daha sonra tekrar gelecekleri yönündeki sözleriydi.

Burada ilginç olan şey ise benim onları tanıyor hissine kapılmam ve hiç korkmamamdı. Sabaha karşı gördüklerim içinde ise beni şaşırtan şey, vücudumun kısmi bir uyuşma içinde olduğu ve havada araç içinde dolaşırken Kadıköy ve o civardaki binaların çatılarını oradaki antenleri, bacaları ve benzeri yapıları çok net olarak görüp anımsayışım oldu.

Sizlere aktardığım olaya inanıp inanmamak size kalmış, ancak ben yaşadığımı biliyorum. O yüzden hakkımda söylenebilecek tüm iyi ya da kötü sözlere ya da eleştirilere de açığım.
 
            Ve şunu da biliyorum ki birçok insan belki farkında olarak ya da olmayarak değişik birçok deneyimler yaşıyorlar kimi fiziksel, kimi Astral kimi telepatik, kimi rüya yoluyla… Yorumu bu yazıyı okuyan dostlarıma bırakıyorum…

Akıl sağlığınızla ilgili tenkitler aldınız mı, sıra dışı bir konumda olmanız hayatınıza olumlu olumsuz neler getirdi, ya da neler getirebilir? Olumsuz etkilerden korkmuyor musunuz? Örneğin arkadaş çevreniz ne diyor, sizden uzak duran var mı bu yüzden?

Bu tarz konularla ilgilenip araştıran ben ya da her hangi bir kimse mutlaka akıl sağlığımız ile ilgili tenkitler almışızdır.
 
             Hakkımızda neler söylenmedi ki? Bana; “uçmuşsun, kafayı yemişsin, dünya dururken UFO’lar niye, deli misin sen” ve daha nice yakıştırmalar yapıldı. Ama olsun ben bunlara şu an gülüp geçiyorum inanın. Hiçbir zaman da bunu sorun edip kafaya takmadım. 

Çünkü herkes ne yaşadığını yalnız kendisi bilir. Olayın farkında olmayan etrafında olup bitene göz atmamış, düşünüp kafa yormamış, ön yargılı, bir şeyler yaşayıp gözlemlememiş, bir kimseye bilmediğinden dolayı ya da farkında olmadığı bir şeyden dolayı yargıda bulunamayız.

                Hz İsa’nın çok güzel bir sözü var, aklıma gelmişken arada onu da paylaşayım. Çarmıha gerildiği gün tüm bu işkence ve acıları çekerken Hz İsa peygamber Allah’a söyle dua ediyordu. “Baba onları bağışla bilmiyorlardı”

Bugün bize gülüp dalga geçen ya da küçümseyen insanlar buna en yakınımdaki insanlar da dâhil, gerek bilimsel gelişmeler, gerekse dinsel kaynaklardaki bazı tam anlaşılamamış sözlerin daha iyi kavranması, İnternet ve yazılı görsel basında yaşanan olayların paylaşımı, ele geçen tarihi kanıtlar, materyaller ve açıklanmayan fenomenler ve üst düzey yetkililerin açıklama ve raporları, bizlerin boş bir hayal ve sanrı içinde olmadığımızı zaten göstermiş durumda.

 
            Şunu da eklemeliyim ki ben her zaman dünyaya dönük yaşayan,  bulunduğum ortamda saygı gören, lafı sözü dinlenen, fikren ve ilmen gayet bilgi ile donanmış, okul hayatını iyi derecelerle geçirmiş biriyim. Gerek erkek, gerekse bayan arkadaşlarımla da aram hep iyi olmuştur. 

Şu ana kadar yanımdan korkup giden pek kimse olmamıştır. Sürekli sohbetlerim de yaşamım da UFO’lar ve uzaydan gelen canlılar üzerinde değildir… 

             “Budist rahipleri ya da kendini medyada ben evrensel bir insanım, tüm dünyasal zevklerden çalışma hayatından arındırmış biriyim. Nirvana ya ulaşacağım” cinsinden tanıtan biri olmadım, olamam da. 

“Ben UFO’larla görüşüyorum, temasçıyım, sırlarım var bir sürü, ama açıklayamam” diyen, kendine özel bir insanmış gibi hava katan, medyatik kimselerden de nefret ediyorum.  Bu tarz sözler söyleyen kimselerin ne kadar boş olduğunu, dünya için ne yaptıklarına bakarak görmemiz zaten mümkün.

Haber Kaynağım :
https://indigodergisi.com/